Taş Şifası ve Şifacılığı Hakkında…

#Spiritüel dünyada şifacılıkla ilgilenen herkes bilir ki, soyut kavramları somutlaştırarak anlatmak zordur. Enerji, çakralar, fiziksel beden haricindeki bedenler, hastalıkların duygusal nedenlerini kavrama ve dönüştürme çalışmalarının hepsi, inançla açıklanan, delillendirilememiş kavramlardır. 


Fiziksel dünyadan somut bir örnek gösterin diye sorduğumuzdaysa çoğu insanın ilk aklına gelen kelime “taş” olacaktır. Bu kadar gözle görülür, bu kadar bu dünyaya ait, bu kadar başlangıçtan beri var olan taşların şifaya dair kullanımlarıysa kadim çağlardan beri sürüp gelmektedir. Atlantis medeniyetlerinde kullanılan kuvarsların enerjiyi ve bilgiyi depolayıp aktarmasından tutun da, Mısır Medeniyetinde inisiyasyon amacıyla kullanılan taşlara, Anadolu’da şamanların yağmur yağdırmak için kullandıkları söylenen Yada Taşı’na uzanan mistik bir kökeni vardır taşların. 


Bugün taşların şifa etkisi bilimsel olarak hala kanıtlanamamıştır. Kanıtlanamamış olması bir bilgidir. Ancak bu bilgi, taşların şifa etkisi yok demek değildir. Düşünecek olursak ünlü psikolog Sigmund Freud olmasaydı bugün Psikiyatri, Tıp Bilimine dahil edilmemiş, şarlatanlık olarak düşünülen bir branş olarak kalacaktı. 


Benim savunduğum şey, taşların enerji yoğunluğu ve varoluş amaçları sebebiyle insanların enerji alanlarını iyileştirmekte kullanılabilecek en mükemmel enerji formları olduklarıdır. Taşlar ilkdoğan enerji formlarıdır. İnsanlara ulaşmak isterler. Yaşlısı vardır, genci vardır. Üzerinde; çıkarıldığı toprağın, dere veya nehir kenarının etkisi vardır. Yaşayan ve fakat sabırlı, duran, açığa çıkmayı, fark edilmeyi bekleyen şahane enerjileri vardır. 
Ezbere ilaç kullanılamayacağı gibi, burca göre, hastalığa göre, çakralara göre, renklere göre ezbere taş kullanılamaz. O halde kişiye göre yapılan her çalışmada da, çakra dengelemesi, hastalıklar, atalar kaydı, element uyumu ve enerji alanları bütününe bakılarak anlaşılan taş, o kişi için en mükemmel şifacıdır. 


Gelelim taş şifacılığı konusuna. Bugün dünyada #crystalhealing ülkemizde de #taşşifacılığı olarak bilinen ve yayılan konuda çalışan çoğu insan, pandülle taş belirler. Sarkaç olarak da bilinen pandül yani radyestezi sisteminin doğruluğu veya yanlışlığı konusunu yorumlamayacağım. Çünkü bu konuda eğitimler almama rağmen ben olaylara sadece taş açısından bakıyorum. “Taşlar pandül olmak istemiyorlar”. Bendeki bilgi bu. Yani, ağaç şifacısıysanız ağaçla bağ kurarsınız, hayvan şifacısıysanız hayvanlarla bağ kurarsınız, taş şifacısıysanız taşla bağ kurarsınız. Taş şifacısı olup pandülle taş belirliyorsanız siz pandül şifacısısınız demektir. Pandülünüz olmadığında danışmanlık veremiyorsunuz demektir. Bilmem anlatabiliyor muyum? Şifacılık üzerine yani hislerinizle doğruyu bulmak üzerine bir çalışma içindeyseniz, aracınız kendi bağlarınız olmalıdır. Pandül sistemi hakkında ne yazarsam yazayım kendimi yeterince ifade edemeyeceğimi hissediyorum bazen. Daha detaylı bilgileri Taş Sohbetleri’nde konuşuruz diyerek konuyu şimdilik kapatıyorum. 

Bir yanıt yazın